Bizimle iletişime geçin

Köşe Yazıları

“BELKİ 0KURSUNUZ”

Yaklaşık

tarih

Yaş sorulunca ‘’Haddi aştık’’ diyorlar ya çok duygulanıyorum…
“Olur olmaz şeylerin üzerine
durmayacakmışım.
Böyle emrediyor ilerleyen yaşım.”
Önceden ince düşünmeyen,vurdumduymaz, kafaya bir şey takmayan kimsenin derdiyle dertlenmeyen insanlara sinir olurdum şimdi imreniyorum..Biliyormusunuz hayat onlara güzel..

Bazen,insanlara “değdi mi” diye sormak istiyorum.Bunca yaptığın haksızlığa,kötücül olmana,kendi kalbinle değil başkalarının sözleri ile hareket etmene değdi mi,demek istiyorum,vazgeçiyorum fakat..Sonra yanlarından geçip gidiyorum
“Belki de özgürlük denilen şey insanın kendi içine kapanışıdır..Yalnızlıktır..”

Dostumu, düşmanımı ve dost görünen nice kalabalığı hiç bu kadar “yakından” tanıdığım bir dönem yaşamamıştım..
Ne güzel olurdu,birinin hayatı yolundayken de seni yanında istemesi,muhtaç olmadan sevdiği için, iyi günündeyken de seni özlemesi, kalabalığın içinde bile seni araması. Güzel olurdu…

Dostluğun ölçütünü “kötü günde” yanında olmak üzere bellemişiz. Oysa dostunun kötü günde olduğu kadar iyi gününde de yanında olabilmek büyük beceri.Sende olmayanın onda olmasına haset etmeden ona eşlik edebilmek.. Üzüntüyü birlikte karşılayabilmek kadar sevinci de paylaşabilmek.

Bilinçli olarak biten arkadaşlıklar/dostluklar bir yana da; sürüncemede kalan, araya kırgınlık giren ve bir türlü konuşulamayan, yanlış anlamaların düzeltilemediği arkadaşlık ilişkilerinde ödüm kopuyor, biri pat diye ölürse diye.. İlişki ölmemişken birinin ölmesi..
Sonrası çok acıklı çünkü. O kişi artık bu hayatta değilken sosyal medyadan özür dilemeler, tabutun başında hesaplaşmalar.. Büyük çaresizlik, büyük hüzün.. Ölüm diye bir şey var ve çok gerçek.

Değer vermeyenin peşinden koşuyoruz… Bir süre sonra güleceğimiz herşeye ağlıyoruz… Şükredeceğimiz tüm varlığımızı sorguluyoruz… Zarar verenleri silip atamıyoruz… Hep “şimdiki aklım olsaydı” diyoruz da, zamanı geri sarmayı istemek yerine “an”ları değerlendiremiyoruz… Anlamak yerine anlatıyor, görmek yerine sadece bakıyoruz…Çabalamamız gereken amaçlar varken duruyor, olmayacak şeyler için bedenimizden ve ruhumuzdan ödün veriyoruz… Gerçekleşmeyecek hayaller kurup, gerçeğimizdeki hayali göremiyoruz… Hep “o gün”ü düşünüp, bugünü es geçiyoruz…

Hataları affedip, kusursuzları hor görüyoruz… Elimizde bildiğimizi umursamayıp, elde edemeyeceğimizi hayal ediyoruz… Canımızın istediğini sorgulayıp, bizden beklenenleri gerçekleştiriyoruz… Gidişlere takılıp, geleni kanıksıyoruz… Ömür biter diye korkmamıza rağmen, şuursuzca harcıyoruz… Bir kahkaha atarken, bin endişe duyuyoruz… Gülmemekten korktuğumuz halde, hep ağlayarak yeniliyoruz… Aşkı karşı cinse yükleyip, doğayı, canlıyı, aileyi es geçiyoruz… Zaman geçiyor diye korkarken, zamanı tüketiyoruz… Tutulması gereken elleri bırakıp, bizi bırakan elleri seviyoruz… Aynadakine inanmak yerine, kadere ve kısmete inanıyoruz… Arkamıza ve önümüze bakmaktan, olduğumuz yeri göremiyoruz… Ne derler diye düşünmekten, kendimiz olamıyoruz… Kırmamak, incitmemek, terketmemek için çok uğraşıyoruz ama kırılıp, incitilip, terkediliyoruz… Hata yapmaktan korkarak büyüyoruz ama sonunda biz en büyük hatayı hep kendimize yapıyoruz…

Başkalarının yükünü (gönül yükü de dahil) sırtından indirmeyi 50’lerden sonra öğreniyorsun ancak. Bunu öğrenmene yükü yükleyenler bi türlü izin vermiyor; çünkü “sen çok güçlüsün sen muhteşemsin sen çok akıllısın sen her şeye bi çare bulursun hadi hadi”lerle pışpışlanıyorsun.
Bi gaflet..
“Derdini kimseye açmak istememek ama birinin seni gerçekten anlamasını istemek. Tek soru sorulmasın ama bir yol gösterilsin istemek. Üzgün olduğun konuyu dile getirmediğinden agresif olmak. Mental olarak herhangi bir şeyi izah etmeye gücünün kalmaması. Bunu ancak yaşayan bilir.”
buraya çok şey yazmak istiyorum ama bu kadar yazabiliyorum..
“…yalanlar karşısında ne yapacağımı biliyorum, gerçekler karşısında ne yapacağımı bilmiyorum..”iyi günler diliyorum..

_Turgay’ca__

Turgay Akbay – Yalova Bisiklet Yıldızları Kulübü Başkanı

 

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir