Yaklaşık
7 ay öncetarih
Yayınlayan
Ebru KaplanYalova üç büyük şehrin ortasında kalan denizin mavisi ormanın yeşilinin arasında kalan küçük ilimizin her açıdan büyümesi adına çalışan STK’lar dahilinde her partinin siyasi başkanlarının yanı sıra esnafı dahilinde etlinlikler yapıyor. Hıdırıllez Bayramı bir hafta süren etkinliği yine Subaşı belediyesi yaptı. Yalova ‘dan akın akın halk 2’sinde yaptığı tarihi dogma olan ateş üstünden atlama ile ilk haftasına giriş yapılmış oldu.
Eskiden Yalova da da bu gibi eğlenceli etkinlikler yapılır . Maniler yazılır toprak küplere konulur ve gül ağacının altına gömülürdü. Gül ağaçlarına kırmızı bozuk para keseleri asılır .Deniz kenarına evler arabalar bebekler çizilir. Dualar niyetler söylenilirdi. Bir hafta boyunca her sabah kapılar bereketleriyle gelsin diye hızıra açılırdı.
Sanki bu hafta çiçekler daha bir güzel kokar , deniz daha bir ışıl ışıl olurdu. Eğer hava sıcak ise piknik için malzemeler alınır. Komşularla gün belirlenip pikniğe gidilirdi. Pikniklerde öyle mangal yakılmaz. Evlerde bölüşülmüş hamur işleri çaylar , hoşaflar yapılırdı. Çocuklar için toplar alınırdı. Eğer yağmurlu ise bir hafta boyunca evlere gidilir. Dualı pilav yapılır lokumlu bisküvi ile her çocuğa dağıtılırdı.
Hıdırıllez’in Tarihi
Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır.
Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.
Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir.
Hızır, yaygın bir inanca göre, hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölmezliğe ulaşmış; zaman zaman özellikle baharda insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında ermiş bir ulu kişidir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür.
Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.
Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde hıdrellez için önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar, evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklardır. Hıdrellez gününden önce evler baştanbaşa temizlenir. Çünkü temiz olmayan evlere Hızır’ın uğramayacağı düşünülür. Hıdrellez günü giyilmek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.
Hıdrellez kutlamaları daima yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiğinde sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.
Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istedikleri şeyin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.
Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir. Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”, Denizli ve çevresinde “bahtiyar”,Yörük ve Türkmenlerde “mantılar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”, Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.
Törenler baharda doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellezden bir gece önce bahtını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar yeşillik bir yerde veya bir su kenarında toplanırlar. İçinde su bulunan bir çömleğe kendilerine ait yüzük, küpe, bilezik gibi şeyler koyarak ağzını tülbentle bağladıktan sonra bir gül ağacının dibine bırakırlar. Sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içip ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğinin açılmasına geçilir. Çömlekten içindekiler çıkarılırken bir yandan da maniler söylenir. Buna göre eşyanın sahibi hakkında yorumlar yapılır. Hıdrelleze özgü bu uygulama temelde bu şekilde yapılmakla birlikte, yörelere göre bazı farklılıklar da gösterebilmektedir.
Sonuç olarak, Anadolu’da hala görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır.
Hıdırellez Ritüelleri
Ateşin üzerinden atlayan kişilerin nazardan ve hastalıklardan koruduğuna inanılır. Diğer en çok bilinen ritüel ise gül ağacına dilek dilemektir. Hıdırellez dileği olarak kağıtlara yazılan ve gömülen isteklerin gerçekleşeceğine inanılır. Hıdırellez gününde Hızır’ın uğradığı yerlere bolluk ve bereket getirdiği düşünülür. Bu yüzden Hıdırellez gecesi ambarlar, para keseleri, yemek kaplarının ağzı açık bırakılır.
Bağ, bahçe, araba, ev isteyen insanlar eğer o gün istedikleri şeyin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğini düşünürler. Hıdırellez kutlanırken genelde yeşillik, sulak, ağaçlık yerler tercih edilir çünkü Hızır’ın oralarda gezdiği düşünülür. Bu gibi yerlerden çiçek toplanır, oyun oynanır, bahar mevsiminin ilk kuzusu kesilerek yenir. Toplanan çiçeklerin kaynatılıp içilerek hastalıklara iyi geleceği düşünülür. Kesilen kuzunun yenmesi de şifa getireceğine inanılır. Hıdırellez günü camlar, kapılar açılarak bereket duaları edilir ve Hıdırellez şarkıları söylenir. O gün sanki bir bayram gibi geçirilir ve insanlar sevdiklerine Hıdırellez mesajları atardı.
Tadında bıraktık . Eskide kaldı… Eski Yalova da kaldı…
05.05.2024