AN’LAR ZAM’LANIRKEN DOĞRU NE YANLIŞ NE?
Her yıl sonu tüm ticarethanelerde muhasebe faaliyetleri hızlanır. Zorunlu bir hesaplaşma vardır. Alacağım ne borcum ne ve şu anda finansal olarak durumum nasıl?
Bireysel yaşamlarımızda da farklı değil aslında. Sürekliliği olan bir zam+AN dilimini takvimde bir noktadan geçmiş-gelecek, eski-yeni diye ayırıyoruz. Eskiye kötü, düşman, acımasız muamelesi yapıyoruz.
Yeni yıl umutlarla, geçmişten devreden birçok alacak ile geliyor; Yeni yıl için oluşturduğumuz ajandanın boş sayfalarına da birtakım kararlar, hedefler yazıyoruz.
Kişisel gelişim öğretilerinde şunları sordular ve düşünmemizi istediler:
Satın almak istediğin, yapmak istediğin ve olmak istediğin ne?
İçini yakan büyük hayallerin olsun, tutku ile ona yapış, hedefini belirle, son tarih koy ve ÇALIŞ!
Doğru zaman doğru karar, ama nasıl?
Dediler ki;
“Doğru zamanda doğru kararlar al ve uygula. Yanlış zamanda doğru karar alma sakın. Yanlış zamanda yanlış karar ise zinhar, aman diyeyim.”
İyi de nasıl bileceğiz doğru zamanda olduğumuzu ve kararlarımızı da ona uygun bir ruh halinde aldığımızı?
Bireyselliğimden bu kadar uzakken, başka insanlar olmuş ise ölçme kriterim, mutlu muyum, mutsuz mu anlamam mümkün mü?
ZamAN dediğimiz şey ANların zamlanmış haliyken, bu AN enflasyonu içinden “hah, işte tam da bu!” demek kolay mı?
Daha ÇOK parası olsa daha mutlu olacağına dair karar oluşturanlar Nimet Abla Gişesi önünde Piyango Bileti kuyruğundalar mı gene bu yıl sonunda, bilmiyorum.
Mikrofon uzatsanız, aslında kendisi için değil insanlık için bu paraya sahip olmak istediği masalını anlatacaktır birçok kişi.
Sadakasını vermek, ya da şansa rüşvet teklifi! Nasıl yorumlarsanız artık.
Karar Almayın!
Siz siz olun, yerine getiremediğinizde kötü hissettirecek, kimse bilmese bile içten içe güceneceğiniz, kendinize kızacağınız, suçluluk hissedeceğiniz SÖZLER vermeyin.
Hepimiz yaşam içinde zaten her AN yapabileceğimizin en iyisini yapıyoruz. Bizim için daha iyisinin ne olduğunu bilme şansımız yok. Gidilmeyen yollarda neyle karşılaşabileceğimiz tahminden öte değil.
Daha fazla para, daha az kilo, daha çok seyahat, daha tutumlu olma, daha yardımsever olma… bırakın bütün bu niyetleri, kararları.
Yanlış anlamayın sakın, ben size bir şey yapmadan oturalım gelene de razı olalım demiyorum. Yaşam yolculuğumuzu aktif bir kabullenmeden söz ediyorum.
Beden, zihin, beden sağlığımızı iyileştirmek için her AN eylem halinde olalım ama bunu maddelerle sınırlı ve koşullu hale getirmeyelim.
Önce kendi bireysel varlığımıza karşı sorumluluğumuz olmalı.
Bu yeni yılda illa ki bir muhasebe yapacağım ve yeni yıla karar alarak gireceğim diyorsanız, tek bir karar önerebilirim size:
Kendinize samimi olun!
Her birimiz parmak ucumuza kadar farklı yaratılmışken kimseye benzemeye çalışmayın.
Yüzeyde zenginlik, para, pul, şöhret, makam, unvan, eş, dost, ideal kilo, fit beden…mükemmel görünse bile, derinde o kişilerin ne düşündüğünü, neler hissettiğini, mutluluğunun derecesini bilemezsiniz.
Bulunduğu konumu korumak, sahip olduklarını kaybetmemek adına ödediği bedelleri tahmin edebilmenin yolu yok.
Onun için diyeceğim o ki, karar almayın, kimseye özenmeyin ancak;
Kim olduğunuzu keşfetmeye çalışmaktan vazgeçmeyin. Yeni yılda değil tam da ŞİMDİ
Dün ve yarın değil, bu AN elimizde olan tek zaman.
Yeni yıl dileği olacaksa eğer, bu hepimiz için önce sağlık olsun!
Sağlık madem beden, zihin ve ruh ile bir bütün o halde;
Kendi en iyi versiyonumuz için zihnimizi ve bedenimizi temiz tutmak, iyi beslemek; onu iyi ve güzel olan için çalıştırmayı her nefeste hatırlamak ve ertelememek olmasını diliyorum.
Kendine Yeni Bir DENİZ ÖNER
Sevgiyle ve keyifle yeni denizlere yelken açmanız dileğiyle…
Dr. Deniz Öner
Radyasyon, Kanser ve Bütünsel Sağlık konusunda Gönüllü /Yazar